İzmir’in Foça ilçesinde de Erzincan’ın İliç ilçesinde bulunan Anagold şirketine bağlı altın madeninde meydana gelen faciaya tepki gösterildi.
Foça Nihat Dirim Demokrasi Meydanı’nda Foça Tarih ve Doğa Talanı Hayır Platformu’nun çağrısıyla toplanan yurttaşlar, “Siyanürcü şirket Türkiye’yi terk et”, Katliamın ortağı Çalık Holding”, “İş kazası değil, iş cinayeti” yazan dövizler taşıdı.
Sorumluların hesap yargılanmasını ve altın madenlerinin kapatılmasını isteyen grup adına basın açıklamasını okuyan platform sözcüsü Ramis Saglam, “Erzincan’ın İliç ilçesindeki Çöpler Altın Madeni’nde yaşanan siyanür liçi yığın sahasındaki çöküşün ardından oluşan göçükte sadece sayısını bilmediğimiz işçi kardeşlerimiz değil siyasi iktidarın da kaldığını bir kez daha gördük. Cumhuriyet’in ilanından 2002 yılına kadar verilen maden ruhsatı sayısı sadece 1186 iken AKP’nin iktidar olduğu 2002’den bu yana verilen maden ruhsat sayısı 3325 kat artarak 386 bin oldu.
Bergama’da Eurogold’la başlayan siyanürlü altın madencilik süreci bugün ülkenin dört bir yanını siyanür havuzuna çevirmesiyle devam ediyor. Uzmanlar, maden çalıştığı sürece bu felaketlerin kaçınılmaz olduğunu onlarca kez raporlayarak kamuoyuna sunmuşlardı. Ancak her seferinde iktidar, işbirliği yaptığı Anagold’un ortakları olan Kanadalı SSR Mining ve yerli Çalık Holding’den yana tutum alarak bu raporları görmezden geldi” diye konuştu.
“ZEHİRLENMELER VE ÖLÜMLER ÖRTBAS EDİLİYOR”
Geçen yıllarda meydana gelen siyanür sızıntılarına rağmen geçici kapatma ve göstermelik para cezaları dışında şirketlere ciddi bir yaptırımda bulunmadığını aktaran Saglam, “AKP iktidarları ÇED olumlu kararları, kapasite artışının kabulü, milyonlarca dolar vergi indirimi ile SSR Mining ve ortağı Çalık Grubunun vahşi madenciliği sürdürmesine göz yumdu! Anagold, Türkiye’nin en büyük ikinci altın madeni olan Çöpler Kompleks Madeninde, Yukarı Fırat Su Havzası ve birinci derece fay hattı üzerinde bulunmasına rağmen, Avrupa’da yasaklanmış olan siyanür liçi uyguluyor. Tonlarca siyanür, sülfürik asit ve çok sayıda zehirli kimyasal kullanılan madende, yüzlerce futbol sahası büyüklüğünde açık atık havuzu, yığın liç alanı, pasa dağları ile bölgede erken ölümlere ve hastalıklara neden olmaya devam ediyor. Madenin etkileri yüzünden zehirlenmeler ve ölümlerde artış her seferinde örtbas ediliyor. Dönemin Erzincan Savcısı İlhan Cihaner’in iddianamesinden öğrendiğimize göre şirket, bölgede bulunan tüm bürokratları rüşvetle susturdu!” ifadelerini kullandı.
“KATLİAMIN SORUMLUSU MURAT KURUM ÖDÜLLENDİRİLDİ”
AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un madenin üç katı büyütülmesi için kapasite artışı talebine, ekoloji hareketlerinin itirazlarına rağmen “ÇED olumlu” kararı verdiğini aktaran platform sözcüsü, “İliç’teki katliama yol açan kararın sorumlusu Murat Kurum ise şimdi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı ile ödüllendirildi. Zehirli kimyasallar içeren milyonlarca ton atığın çökmesi sonucu çalışan işçiler göçük altında kaldı. Kaç canın göçük altında olduğunu, ne kadar alanın zehirlendiğini bilmiyoruz. Siyanür ve toksik kimyasallarla koca bir Fırat havzası ve Fırat’ın ulaştığı tüm uluslararası sular tehdit altında. Ekokırıma yol açan facianın sonuçları, kamu yararı gözetmesi gereken kurum ve temsilcilerince ısrarla halktan gizleniyor” dedi.
“Bugün ülkemize giydirilen vahşi sömürge madenciliğini kabul etmiyoruz. Bergama’da, Kaz Dağları’nda, Akbelen’de, Cerattepe’de her çevre direnişinde sizi uyardık. Bu çevre katliamlarının tek sorumlusu vardır: O da bu sesi duymazdan gelen siyasi iktidardır” diyen Ramis Saglam şu soruları yöneltti:
Saglam daha sonra da kendi yanıtlarını şu şekilde verdi:
GÜNDEM
15 Ekim 2024SPOR
15 Ekim 2024GÜNDEM
15 Ekim 2024SPOR
15 Ekim 2024SPOR
15 Ekim 2024GÜNDEM
15 Ekim 2024GÜNDEM
15 Ekim 2024